3 Nisan 2014 Perşembe

Meleğin Oyunu

 Rüzgarın Gölgesi beni epey bir etkilediğinden, Zafon'un Meleğin Oyunu kitabını da hemen ardından okudum. Halbuki tadı damağımda kalsın derim hep böyle enfes kitaplardan sonra :) Nese efenim Zafon yine konuşturmuş kalemini bu kitabında da :) Okurken çok iyi bir okur olduğunu da görüyorsunuz Zafon'un. Dikkatimi o çekti. Tüm yazarlar şu fikirde hemfikirdir sanırım . ''iyi bir okuyucu olmak iyi bir yazar olmaktan zordur ''. Tümüne sormamış olsam da Ayfer Tunç'a sormuşluğum vardır Can yayınları aracılığıyla :))

  Kitaba dönecek olursak, Zafon'un Türkiye'de yayınlanan ikinci kitabı Meleğin Oyunu. Rüzgarın Gölgesi kitabındaki karakterlerden birkaçını barındırıyor. Devamı niteliğinde değil kesinlikle. Bu yönteme Maeve Binchy kitaplarında sık rastlardım. O güzel insanı da anmış oldum. Bana İrlandayı sevdiren ve aşk romanlarını sevdiren yazar diyebilirim. Aşk romanları hep basit gelmiştir ama Maeve çok farklıdır.Nese :) Zafon bu kitabında da yazar bir karakterin hikayesini anlatmış. Okurken şunu düşündüm ; ilk kitabımda yarattığım kurgudan daha da besleneyim, yeni bir kitap ortaya çıkarayım mı demiş napmış bu Zafon heyyy :) . Çünkü benzerlikler bir yana Sempre ailesinin ortaya çıkışını da geçtim, Unutulmuş kitaplar mezarlığı yine ön planda. Bazı yerlerde basitleşti bu Zafon dediğim yerler de olmadı değil :) ama genel itibariyle güzel bir hikayeydi. ama ilk kitabı kadar sarsmadı beni :)

  Kısaca romanın konusunundan da bahsedecek olursak; genç bir yazardan bir yayınevi sahibi kendisi için bir kitap yazmasını istiyor. Daha sonrasında yaşamaya başladığı ev, Unutulmuş kitaplar mezarlığından edindiği kitap ve yazmaya başladığı kitap çeşitli maceralara sürüklenmesine neden oluyor. Kitaptaki kopukluklar da benim cümlemdeki kopukluklar gibi göze çarpıyor :)  İyi okumalar



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder