19 Nisan 2014 Cumartesi

MUHTEŞEM GATSBY / F. SCOTT FITZGERALD

Bana annemi hatırlatan bir yazardır Fitzgerald. Annemin en sevdiği yazar olması dolayısıyla bu kitabı küçük yaşlarımda okuma fırsatı bulmuştum. Hem anne özlemi hem de kitabı yeniden okuma özlemiyle yeni bir baskısını edinip yine kaybolup gittim usta yazarın kelimelerinin arasında...

Muhteşem Gatsby hem içeriği hem de yazarın üslubundaki yalınlıkla doyamayacağınız bir kitap :) 1920'li yılların Amerikasını ve karakterleri çok iyi tasvirleyerek sizi içine çekiyor. Tam film metin yazarları gibiyim ha ben de :)) Film demişken geçen yıl bir film versiyonu daha yapıldı .

Benim gibi hava durumuna, mevsimlere göre de kitap okuyarsanız :)) bu kitap için tam mevsimi. Hele hafif yağışlı bir günse ohh keyfe gell :) Fotodan da anlaşılacağı gibi tam bir kitaba uygun  haftasonu keyfi yaşadım :)
iyi okumalar

17 Nisan 2014 Perşembe

Gökyüzünün Üzerinde 3 Metre



İtalya'nın en popüler kitaplarından olmanın hakkını veren bir kitap. Akıcı, sıkmayan, İtalyan kültürünü içine çektiren, sana olayları mekanı zamanı yaşatan bir roman...

Zıt karakterli insanların yaşadıklarını okumak hep çekici gelmiştir. Bu kitapta da Step ile Babi'nin tutkulu :) aşklarını, arkadaşlıklarını, maceralarını okuyoruz. Tam bir Grace havasında ilerliyor kitap. Aksiyon düşmüyor :) Ayrıca benim gibi bir Vespa tutkunuysanız kitap daha bir güzel gelecektir  :)

Ağır ilerlemeyen, rahat okunası bir kitap arıyorsanız öneririm. İtalya'da fotokopiyle elden ele dolaşmış bir kitap olması da şaşırtıcı geldi böyle güncel bir romanın  :)
iyi okumalar

12 Nisan 2014 Cumartesi

BEYAZ ZAMBAKLAR ÜLKESİNDE/ GRİGORİTY PETROV

Atatürk'ün hayranlıkla okuduğu ve kitabı ders müfredatlarına dahil ettiği bir kitap.Ve de zamanında Kuran-ı Kerimden sonra en çok okunmuş olan bir kitap. O derece önemli bir kitap ne yazık ki ülkemizde bilinmiyor :(

Kitap okumayı yaygınlaştırma adına parklara kitap bırakma kampanyasına bu kitaptan 10 tane alıp katılmıştım. Ancak ilk bıraktığım bankta, kitabı alıp kitabın kapağına bile bakmadan arkaya fırlatan amcadan sonra yerdeki kitabı da alıp vazgeçmiştim. Ve elimdeki kitapları henüz kitabı okumamış arkadaşlarıma hediye etmiştim. Okumasınlar ulan banane :) hayatta da bir daha böyle bir şeye katılmam :(

neyse kitap bu olaydan çok daha önemli. Kitabımız Finlandiya'nın aydınlanma dönemini bir Rus gözüyle anlatılıyor. Halkın nasıl omuz omuza vererek,kültürel, ekonomik bir kalkınmanın nasıl gerçekleştirildiğini görüyoruz.
Hayran olmamak elde değil ve de bizim aydınlanma sürecimize nasıl etkilediğini de farkedeceksiniz. Evet okumanın, kitapların gücünü görüyoruz. Finlandiya gibi elverişsiz doğa koşullarına rağmen ülkelerini nasıl geri kalmışlıktan kurtarıldığını okuyoruz.

Kitapta ayrıca Grigoriy Petrov'un hayak hikayesi de yer alıyor ki onu da es geçmeyin derim. yazar ayrı bir hikaye .

Eğer Türk devrimini de etkilemiş bir aydınlanma hikayesi okumak istyorsanız şiddetle tavsiye ederim.Okuyun ve çevrenize okutun :)
iyi okumalar

9 Nisan 2014 Çarşamba

FRANZ KAFKA / ŞATO


Kafka okumak gerçekten sabır gerektiriyor. Kafka kitaplarını kitaplıklarında gördüğüm kişilerle yaptığım sohbetlerin çoğunda aslında Kafka kitaplarının kitaplığı için alınmış görsellikle kaldığını gördüm. Adam Kafkaları dizmiş ama Dönüşüme bile zor dayanmış :)

Ben de belki herkes gibi Dava ile Kafkayla tanıştım. Eğer o yaşlarda ilk okuduğum kitabı Şato olsaymış hayatta para vermezmişim diğer kitaplarına :)) Şato da vasiyetnamesinde yakılmasını istediği kitaplarından biri Kafka'nın. Kitabı okurken acaba Max kitabı değiştirmiş olabilir mi. Acaba Kafkanın yazmadığı ancak Max'in kendisnin yazıp da yayımladığı kitabı var mı diye düşünmüştüm. Amerika kitabı belki düşüncemi destekleyebilir ancak Şato kesinlikle Kafkanın elinden çıkma :)

Şato'da kadastrocu Bay K. görevlendirildiği yerde hiçbir şey yapmadan görevlendirilme amacına, Şato'ya ulaşma çabaları imgelerle anlatılıyor. Okuması kadar anlatması da zormuş. :)Bay K. neden kadastrocu ihtiyacı olmadığını anlayamadığı gibi Kafka da okuyucuya neden bu olaylar ilerlemiyor, hep yerinde saydırılıyor sorularını sordurtuyor :)

Uzun bir zaman dilimine yayıp Kafka'nın tadını çıkartın derim.
iyi okumalar

CENNET MAHKUMU

Bir Zafon kitabı daha. Rüzgarın Gölgesi, Meleğin Oyunu ve Cennet Mahkumu kitapları seri olarak tanıtılmış ancak devam niteliğinde kitaplar değil. Yani her kitabı ayrı bir hikaye.İlk 2 kitabı zevkle okumuştum ve Cennetin Mahkumu da gerek dili, gerek kurgusuyla yine beni yanıltmadı :)

Zafon yine bilmişliğini konuşturmuş bu kitabında da :) İlk kitaplarda olan olaylar detaylı bir şekilde anlatılırak olaylar aydınlatılıyor ve sonuna bakılacak olursa devam edecek gibi . Uzun zamandır bir günde kitap bitirme zevkini yaşayamıyordum. Cennet Mahkumunu soluksuz okudum resmen. dilimize çevrilmiş başka bir kitabı kalmadığından  Zafona veda etmiş de oldum :)

kitabın sonunda ayrıca neden yazıyorum konulu bir yazısı da var ki bence çok mantıklıydı. Yazarın işi bu , hayatta kalmak, geçinmek için yazıyor :) Ayrıca tekrar tekrar okunması gereken bir liste de yayınlamışlar.

İyi bir yazar keşfedeyim bu günlerde diyorsanız Zafon'dan pişman kalmayacaksınız. Kendi de şöyle söylemiş . ''Eğer bu kitabımı beğenmediyseniz ben yazmaya devam ediyorum, onları da okuyun'' gibi bir şeydi :) (kitaplığa gidip cümleyi bire bir yazmaya üşendim)
iyi okumalar


3 Nisan 2014 Perşembe

Meleğin Oyunu

 Rüzgarın Gölgesi beni epey bir etkilediğinden, Zafon'un Meleğin Oyunu kitabını da hemen ardından okudum. Halbuki tadı damağımda kalsın derim hep böyle enfes kitaplardan sonra :) Nese efenim Zafon yine konuşturmuş kalemini bu kitabında da :) Okurken çok iyi bir okur olduğunu da görüyorsunuz Zafon'un. Dikkatimi o çekti. Tüm yazarlar şu fikirde hemfikirdir sanırım . ''iyi bir okuyucu olmak iyi bir yazar olmaktan zordur ''. Tümüne sormamış olsam da Ayfer Tunç'a sormuşluğum vardır Can yayınları aracılığıyla :))

  Kitaba dönecek olursak, Zafon'un Türkiye'de yayınlanan ikinci kitabı Meleğin Oyunu. Rüzgarın Gölgesi kitabındaki karakterlerden birkaçını barındırıyor. Devamı niteliğinde değil kesinlikle. Bu yönteme Maeve Binchy kitaplarında sık rastlardım. O güzel insanı da anmış oldum. Bana İrlandayı sevdiren ve aşk romanlarını sevdiren yazar diyebilirim. Aşk romanları hep basit gelmiştir ama Maeve çok farklıdır.Nese :) Zafon bu kitabında da yazar bir karakterin hikayesini anlatmış. Okurken şunu düşündüm ; ilk kitabımda yarattığım kurgudan daha da besleneyim, yeni bir kitap ortaya çıkarayım mı demiş napmış bu Zafon heyyy :) . Çünkü benzerlikler bir yana Sempre ailesinin ortaya çıkışını da geçtim, Unutulmuş kitaplar mezarlığı yine ön planda. Bazı yerlerde basitleşti bu Zafon dediğim yerler de olmadı değil :) ama genel itibariyle güzel bir hikayeydi. ama ilk kitabı kadar sarsmadı beni :)

  Kısaca romanın konusunundan da bahsedecek olursak; genç bir yazardan bir yayınevi sahibi kendisi için bir kitap yazmasını istiyor. Daha sonrasında yaşamaya başladığı ev, Unutulmuş kitaplar mezarlığından edindiği kitap ve yazmaya başladığı kitap çeşitli maceralara sürüklenmesine neden oluyor. Kitaptaki kopukluklar da benim cümlemdeki kopukluklar gibi göze çarpıyor :)  İyi okumalar