Kitabımızın Ergin Altay çevirisiyle İletişim Yayıncılıktan çıkmış olan basımını okdudum. Bin küsür sayfaydı. Gerçi ön söz ve son sözleri saymazsak 900 sayfa falan oluyor. Doğrusu ön sözü atladım.ve tarih sıralaması olan kısımlar yer alıyor iletişim klasiklerinde. Dönemi aydınlatan bir kronolojik sıralama bunlar ancak ben bunu gereksiz bulup atladım. kitabın son bölümünde de 2 tane son söz bulnuyor. bunları da kitap bitiminden 2 gün sonra okuudum :)
Kitaba gelecek olursak Dostoyevskinin son ve eşsiz kitabı yine bir şaheser. Kötü bir yorum yapamam inanılmaz etlkileniyorum her Dostoyevski okuduğumda ama en başta da dediğim gibi en iyisi değil. Doğrusu ben farklı bir okuma bekliyordum daha çok kumar daha çok ahlaksızlıklar yer alacak diye.Çünkü belli bir edebi bilginliğinde olan biri için Karamazov denilince kafada şekillenmiştir duyumlarla, okumalarla. Ama öyle değilmiş. Ben Dostoyevskinin samimiyetine hayranım. Her kitabında aşırıya kaçmadan hastalıklı tiplerle karşılaştırıyor okuyucuyu. Karamazovluk da Oblomovluk gibi Rusyada yer edinmiş bir kavram. Aslında yazarın üçleme şeklinde çıkaracağı bir eserr olarak düşünülmüştür eleştirenler açısından. Evet eleştirileri okudğumda bunun gayet mantıklı olduğunu düşündüm ama ömür yetmemiş ne yazık ki. Aynı şeklide Sabahattin Ali'nin Kuyucaklı Yusuf'u için de bu tarz eleştirler okumuştum.
herkese iyi okumalar :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder